• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • Ankara : 29 °C
  • İstanbul : 27 °C
  • İzmir : 37 °C

Mustafa Kemalin tek Askeri Benmiyim...

17.09.2011 13:35
Mustafa Kemalin tek Askeri Benmiyim...
Uzun zamandır Köşe yazılarının sıkı takipçisi olduğum bir gazeteci abimin son yazısından etkilenerek bende bir yazı yazmaya karar verdim, yaşadığım yere uyarladım ve....

Uzun zamandır Köşe yazılarının sıkı takipçisi olduğum bir gazeteci abimin son yazısından etkilenerek ele aldığım bu yazının bir örneğini kendisi yazmıştı baktım ki aynı sorunlar bizim ilçemizde yaşanılıyor ve gerçekten farklı boyutlara varmış durumlar seyirlik olmuş. 

Yerel gazeteciler olarak asli görevimiz ilçemizde yaşanılan önemli şeyleri gündeme getirerek vatandaşın haber alma noktasında hizmet ediyoruz. Fakat son günlerde bu doğrular biraz değişti ve bakın ne hale geldi.

Bu Fıkrayı bilir misiniz?

Komutan askere sorar: -
Oğlum Mehmet, karşıdan düşman geliyor, ne yaparsın? Mehmet'in cevabı hazır:
- Sipere yatar, nişan alır ateş ederim Komutanım.
- Düşman sağdan geliyor ne yaparsın? - Sağa döner, sipere yatar, nişan alır, ateş ederim komutanım.
- Oğlum düşman soldan geliyor. - Sola döner, sipere yatar nişan alır, ateş ederim Komutanım.
- Oğlum Mehmet, düşman arkadan geliyor, ne yaparsın? İşte Mehmet' in cevabı: - Mustafa Kemal'in tek askeri bir benmiyim komutanım, arkadan gelenlerle de onlar ilgilensin.

Toplumda baskılar arttıkça, korkular çoğalıp yaygınlaştıkça, "bana değmeyen yılan bin yaşasın" anlayışından hareketle insanlar kendi kabuğuna çekildikçe, kendi adına kavga edecek birilerini, Mustafa Kemal'in askerlerini arıyor ve genellikle de Mustafa Kemal'in askeri görevi Gölbaşı Taraf'a ve mensuplarına verilmek isteniyor.

Sabahın erken saatlerinde bir adam telefon açıyor, mahallesini, sokağının adını söylüyor, yolun ortasındaki elektrik direklerinden şikâyetçi, yerini tarif ediyor ve ne istediğini söylüyor.
- Allah rızası için bir muhabir gönderin, Yıllardır unutulmuş bir mahalledeki yolun ortasında bırakılmış etrafa tehlike saçan Elektrik direkleri var Tek bizimle ilgilenmiyor resmini çekip te gazeteye basın. Aynı gün benzer bir telefon Ankara caddesindeki bir esnaftan geliyor. Onun derdi de dükkânın yanında yapılan bir inşaattan kalan moloz yığınları. Günlerdir alınmamış.

Bu adam ya da esnaf hemşerimiz neden belediyeyi, ilgili birim ve kişileri aramıyorlar da gazetemizi arıyorlar? Söylediklerine bakarsanız sorunlarını anlatacak kimse bulamıyor, bulsa da değişen bir şey olmuyormuş. Gazeteye ulaşmak kolay, böylelikle kendileri de yüzgöz olmayacaklar.
İnsanlarda bir korku var anlayamadığım. Bir çekingenlik duygusu.

Yurtbeyi mahallesinden gelen ve su kesen deresi olarak bilinen kanal zaman zaman pislik dolar ve kokudan geçilmez, bu sorun yıllardan bu yana sürer gelir. Çoğu zaman koku evlerin de içinde bile buram buram kokar. Bu sorundan muzdarip bir vatandaş, gazetemize geliyor, belediye başkanına iletmiş, bakmışlar, incelemişler. Ankara'dan makine gelecek buraları temizleyecek demişler demesine de; aradan günler haftalar geçmiş, değişen bir şey yok.
Eğer pek çok aile bu sıkıntıyı yaşıyorsa toplanıp birlikte belediyeye bir daha başvurun, toplu dilekçe verin, birlikte hareket ederseniz daha çabuk ve daha olumlu sonuç alırsınız, diyoruz. Bu öneri pek hoşlarına gitmiyor, siz bir daha yazsanız, deyip ayrılıyor.

Anlaşılan o ki onlara da bir Mustafa Kemal askeri lazım. G.O. P mahallesinden bir market sahibi O'da telefonu açıp kolayca ulaşıyor ve başlıyor derdini anlatmaya:
- Elektrikler kesik, buzdolabı çalışmıyor, içindeki dondurmalar hep eridi. Kesinti olacağını önceden bildirmediler. Gelin bakında bunu yazın. "Tamam, biz gelir bakarız da, siz önce
Bedaş'ı bir arayın olmazsa şikâyetinizi dilekçe haline getirin, bir örneğini de bize verin değerlendirelim" diyoruz. Bu cevap muhatabın hiçte hoşuna gitmiyor. "hele önce siz gelin, bakın, görün, yazın. Ondan sonra ben gerekli yerlere gazeteyi de gösterip şikâyetimi yaparım" diyor.

TOKİ'den bir vatandaş arıyor gece saat 02:00, “Beni Dolandırdılar” kim hanımefendi Gölbaşı'ndan bir yatırımcı.. Ne olur yardım edin… Ne Yapabiliriz ki? Neden savcılığa gitmiyorsunuz? Korkuyoruz, Adam dolandırıcı yahu anlasana… Tamam, anladım da senet sepet bir belge lazım. Yok yok Biz paramızdan geçtik... diyor herkesi dolandırmış başkanları da var diyerek kolundan tuttuğunu getiriyor sabahın köründe gazeteye ve "yaz" diyor, "yaz ki rezil kepaze olsun." Anlayacağınız O'da Mustafa Kemal'in askeri arıyor.

Bu hemşerilerimiz zannediyor ki; bizler elimizde çalakalem istediğimizi yazarız, istediğimiz kişi ve kurumu yargılarız, adımız TARAF ya... Kişi ve kurumları paçasından tutar, sallandırırız. Oysa gerçek hiçte öyle değil. Bizim de elimizi kolumuzu bağlayan yasalar, sorumluluklarımız var.

Bu nedenle herkes kendi sorununa öncelikle kendi sahip çıkacak, giderilmesi, hakkını alabilmesi için mücadelesini verecek, bunu yaparken de bizden destek isteyecek. Değilse Mustafa Kemal'in askerinin her yöne yetişmesi mümkün olmuyor.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
karakız :)
17 Eylül 2011 Cumartesi 17:49
eşşek olduktan sonra semer vuran çok olurmuş derler...!
ne zamanki insanlar iletişim araçlarını kötüye kullanmaya başladı o zaman mertlik bozuldu.
nitekin basın yayın organıda bir iletişim araçı...
basın ve bunu insanlara yayın mantığı taşıyan bu sektörde çalışan emektarları, bazı rant güden kendini zeki zanneden insanlar üç kuruşa mahkum edip isteklerini yaptırmaya çalışıyorlar...seçeneği olmayan yerel basın mensuplarıda arada kalıp doğru ama kime göre doğru düşünceleriyle boğuşup duruyorlar. allah yardımcınız olsun ziya bey :)))
88.228.200.119
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 Gölbaşı Taraf | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0312 484 23 84 0541 200 20 19 0533 966 12 89 | Faks : 485 04 53 | Haber Yazılımı: CM Bilişim