• BIST 9710.55
  • Altın 2430.366
  • Dolar 32.529
  • Euro 34.865
  • Ankara : 29 °C
  • İstanbul : 25 °C
  • İzmir : 28 °C

Sen Ne Zaman Duayen Oldun?

02.05.2009 12:55
Sen Ne Zaman Duayen Oldun?
Sen Ne Zaman Duayen Oldun?

Özellikle içinde bulunduğumuz şu son dönemlerde hiç iyi olmayan yüreğimizi sızlatan haberleri duyuyor, olaylar görüyor üzülüyorum. Hemen hemen hepimizin ilgisini çeken ülkenin tümünü ilgilendiren bu kötü olaylar, karamsar tablolar canımı sıkıyor, içimi acıtıyor. 

Trafik kazaları yaşanıyor, gözümüzün önünde insanlar ölüp gidiyor ama buna müdahale edemiyoruz. Analarımızı, kardeşlerimizi, çocuklarımızı, yakınlarımızı kaybediyor ama boşluğunu dolduramıyoruz. Yine yüreğiniz acıyor.

Elbette ki sadece kendi çevrenizde yaşananlar değil sizleri üzen. Haber kanalları “Flaş, Flaş, Flaş” diye geçiyor alt yazılardan. Lice'deki patlamada 9 askerimiz şehit oldu. Şaşkınlığımızı üzerimizden atamadan bir başka alt yazı ve son dakika haberi. Şemdinli'de teröristlerin açtığı taciz ateşi sonucu bir askerimiz şehit oldu.

Gencecik fidanlarımız şehit oluyor, yüreğimiz yanıyor, içimiz acıyor, kahroluyoruz.

Bu da yetmiyor, bir başka alt yazı eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'e düzenlene suikast son anda önlendi. Kafamız allak bullak oluyor. Ne oluyoruz? Biz nereye doğru gidiyoruz? Diyorsunuz. Şehit olan askerlerin nereli oldukları isimleri açıklanmaya başlıyor. Ailesi kim, nereli bunlar, çoluğu çocuğu var mı diyorsunuz? Bunlar aslında bizleri ilgilendirmiyor.

Aslında sizin için önemli olan ve içimize ateşi düşüren; gencecik fidanlarımızın, elleri kınalı kuzularımızın bölücü bir örgüt tarafından şehit edilmeleri. Buna yanıyor, buna acıyor, buna kahroluyorsunuz. O aziz şehitlerimizin cenaze törenlerini izliyor, çırpınan anaları, dik duran ama gururlu babaları, kendini parçalarcasına yere atan bacıları kardeşleri, daha hiçbir şeyin farkında olmayan babasının tabutuna selam duran minik yürekleri görüyor, buna yanıyor, buna içleniyorsunuz. Belki de sanki kendinizden bir parça gitmiş gibi üzülüyor, kahroluyorsunuz.

Hemen hemen her gün bu tür haberleri izliyorsunuz. Ateş dün Gölbaşı,'ya, Haymana'ya, Ankara'ya düşmüştü. Bugün Kars'a, Manisa'ya, Aydın'a düştü. Kim bilir belki yarın sana, komşuna, akrabana düşecek. Ve düştüğü yeri yakan ateş, seni de yakacak, yakmalı, canın acımalı. Sen de üzülmeli, acı çekmelisin. Sadece kendi acınla, üzüntünle değil; başkalarının acılarıyla da yaşamalı, o acılara da ortak olmalısın. İnsan olmanın gereği bu.

Ve acı paylaştıkça azalıyor, sevgi paylaştıkça çoğalıyor. Öyleyse acıyı da sevgiyi de paylaşmalısın. Aziz şehitlerimizin ruhu şad olsun, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ve Türkiye'nin başı sağ olsun.

 

*************************************************


      Sabah gazetesinin Ankara ekinde çıkan haberler, kamuoyu tarafından takip edilmekte ve  yaptığı haberler, Sn. Bayram Türkmez tarafından incir çekirdeğini doldurmayan sırf eleştirilmek üzere yapılan haberler olarak lanse edildi. Açıkçası sevdiğim, saydığım, sosyal faaliyetler bakımından takdir ettiğim, örnek aldığım Sn. Bayram Türkmez ve başka gazetecilerin yada bir kesimin bu düşüncelerine ben katılmıyorum. Bayram beye atıfta bulunmak için değil kamuoyunun genelinde oluşan bu genellemeye katılmadığım için birkaç cümlem olacak.

Siyasi linç olarak algıladığım, bir bayanın Karagedik'te görevlendirilmesi incir çekirdeğini doldurur mu? Doldurmaz mı?

Tüm kamuoyunu ilgilendiren, belediyeye ait sosyal tesislerin 300 TL olması incir çekirdeğini doldurur mu? Doldurmaz mı?

İşçilerin maaşlarının ödenmemesi incir çekirdeğini doldurur mu? Doldurmaz mı?

Birim müdürlerine istifa et çağrısı incir çekirdeğini doldurur mu? Doldurmaz mı?

Büyükşehir Belediyesinin yetkisi altında olan bir yolda kaçak tali yol çalışması yapmak incir çekirdeğini doldurur mu? Doldurmaz mı?

 

Vs. Vs. diye gider. Görünen o ki bu incir çekirdeği bizim bildiğimiz incir çekirdeği gibi ufak mini minnacık bir çekirdek, değil kocaman, devasa bir incir çekirdeği. O yüzden incir çekirdeğini dolduramayacak türde olaylar deniyor heralde bunlara.Elbet hatalar yapılacaktır. Eleştiriler olacaktır. Basın bu hataların üzerine gidecektir. Aynı Sabah gazetesi Başkan Odabaşı'nın mazbatayı aldığını da haber yaptı, devir teslim yaptığını da haber yaptı ve konuşmalarına da yer verdi.

E madem öyle incir çekirdeğini doldurmayacak türden şeyler bunlar, peki neden çıkıpta hiçbir açıklama yapılmadı. Olmamış bir şey yazılsaydı, habere dökülseydi, bende derdim bu Sabah neyin peşinde diye.

Ona bakarsanız, gazetemiz hakkında da çeşitli spekülasyonlar, çıktı söylendi yazıldı, çizildi. Ama Gölbaşı Taraf mevcut belediyenin iyi yaptığı işleri de yazıyor. Yanlış olan işlerini de. Eğer bunu yapmazsam ben o zaman, kişiliğimden karakterimden ve yayın çizgimden şüphe ederim.

Olaylara mantıklı bakmak, görmek çok önemlidir. Yazılacak, çizilecek, şeyler gerçekten çok. Bunları zamanla gazetemiz sütunlarından takip edeceksiniz. Soracağımız soru çok olacak. Belki bir kısmına cevap alacağız. Belki de alamayacağız. Ama şunu herkes iyi bilmeli ki ben gazeteci olarak, bu sorulara cevap aramaya devam edeceğim.

Belki bir gün kör kurşuna gideceğim, belki de çıkıp tanımadığım 3-5 kişi tarafından önüm kesilip sopa yiyeceğim. Ama meslek aşkımdan, bu çizgimden vazgeçmeyeceğim. Kimseye de gazeteciliğimi  sorgulattırmam. Sorgularlarsa da o kendi düşünceleridir, beni bağlamazda, ırgalamazda.

1 sene geçecek kendini ispatlayacak, öyle gazeteci olacakmışım. Saygısızlık olmasın ama “Haşa ya sen ne zaman duayen oldun”, seni böyle düşünmene iten sebep neydi sorması ayıp? Burada duayen olarak tanımladığım birisi varsa oda gazeteci BAYRAM TÜRKMEZ'dir benim gözümde. Yok öyle bir şey, kusura bakma sayın ağabeyim. Gölbaşı Taraf Gazetesi beklentilerinizi boşa çıkarmıştır. Demiş olduğum gibi köşe yazıları, benim kendi şahsi düşüncelerimi yansıtır. Gazetemizin yayın çizgisini ve politikasını değil. Bundan sonraki beklentilerinizi de boşa çıkaracaktır. Gölbaşı Taraf Gazetesi baskılarınıza boyun eğmeyecek, aksine her gün, daha da hırslanacak, daha da büyüyecektir.Gölbaşı Taraf Gazetesi seçim gazetesi olmamıştır. Hiç bir zaman olmayacaktır da. Bunu da böyle bilesin.

 

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
Özcan Aydoğdu
04 Mayıs 2009 Pazartesi 10:40
Saygıda Kusurumuz Yoktur
Sayın Bayram Türkmez sizin işinin ehli bir gazeteci olduğunu biliyor, görüş ve düşüncelerinize saygı duyuyorum. Benim sizin gibi bu mesleğe yıllarını vermiş bir gazeteciye saygısızlık yapmam elbette mümkün değildir. Ancak yazıda belirttiğim sadece sizin yazınızda olan eleştiriye yönelik değildir. Siz de durumları biliyor ve görüyorsunuz. Keşke herkes sizin gibi büyüdükçe, küçülse. Saygılar.
88.224.41.52
Alpaslan
03 Mayıs 2009 Pazar 13:11
işinizi en iyi yapın
Medya mensuplarından rıcamız ne yazarlarsa yazsınlar. Ne konuşacaklarsa konuşsunlar ama halka gerçekleri ve doğruları aktarsınlar. Senin benim adamım olmayı bıraksınlar. Her zaman her yerde doğru objektif olsunlar. Bak şimdi bir basın danışmanı var kendini pazarladı iş başı yaptı. 5 yıl boyunca tek satır ahlaklı kalem oynattımı. Çıkarsın arşivini yayınlasın. Böyle gazetecilik olmaz. Ancak kendini pazarlar başkada bir işe yaramaz. Sizler kendi kendinizi eleştirmek yerine Gölbaşının geleceğine yönelin milleti aydınlatın. Asıl göreviniz bu olsa gerek.
85.99.174.134
Bayram Türkmez
02 Mayıs 2009 Cumartesi 18:17
Her şeyin haber değeri vardır ancak...
Sevgili Özcan; öncelikle çalışmalarında başarılar dilerim. Gölbaşı nın en hızlı, sorgulayan ve üreten gazetecisi olarak tebrik ederim. Bana cevap hakkı doğduğu için bu yorumu burdan yapmak istedim. Yoksa karşılıklı yazışmanın anlamı yok. Sevgili Özcan; benim demek istediğim şudur. Başkent Ankara da o kadar ciddi sorunlar varken Gölbaşı ndaki bu ciddi sorunlar yanında ufacık kalacak konularla manşetleri meşgul etmesini ve eleştiriden öteye haberler yapılmasının nedenini anlamaya ve anlatmaya çalıştım.
Yoksa tabiki haber değeri vardır ancak günlerce Başkente hitap eden bir gazetenin manşetini başkentin daha ciddi sorunları yerine böyle konularda niye meşgul ettiğini bende anlamaya çalıştım.. Yoksa, haber olmaz demedim. Bu konuda yazım zaten aynen şöyledir:
Henüz yeni göreve başlayan, kadrosunu bile kuramayan bir belediye başkanının, hem de incir çekirdeğini doldurmayacak konularla eleştiriden öteye bir tutumla haberler yapılması yadırgandı. "dedim..kendine iyi bak. Gölbaşı nın senin gibi çalışkan gazetecilere ihtiyacı var... hoşçakal..
81.213.201.197
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
  • Ankara’ya Deniz Geliyor, Kürekler Gölbaşı’nda Çekiliyor
  • Gölbaşılı Çocuklar Sinemada Buluştu
  • Miniklerin Kur'an başarısı
  • İbrahim Ateş'ten Ayasofya açıklaması
  • Kaset Kumpasının Ayrıntıları! Çilingirle Girip Kamera Yerleştirmişler
  • 15 Temmuz'da Kışlaları Dolaşan Beyaz Elbiseli Kişi Aranıyor
  • İnanılmaz Bir Yükseliş Öyküsü! Temizlik İşçiliğinden Genelkurmay İmamlığına
  • Akıncı Üssü'nde Yakalanan Ünlü Kolejin Sahibi: Sosyal Etkinlik İçin Gittim
  • Dolar 3 TL'yi Aştı, Altın Tarihi Zirveyi Gördü
  • FETÖ'nün "yapılacaklar" listesi
  • Er Kurtuluş Kaya'yı darbeci binbaşı Ahmet Taştan gözünden vurmuş
  • FETÖ elebaşının yerine İsmail Büyükçelebi'nin geçmesi bekleniyor
  • Cumhurbaşkanlığı'nda başyaverlik kaldırılıyor
  • Kumpas soruşturmasında 65'i asker 82 kişi hakkında gözaltı kararı verildi
  • Darbeci Kara Havacı Yarbay Davut Uçum'un ifadesi
  • Kemal Kılıçdaroğlu'dan Özel Harekatları ziyaret
  • Jandarma ve Emniyet kriminalde gözaltılar!
  • İstanbul üzerinde uçan darbeci F-16 pilotları tutuklandı
  • İstanbul Başsavcılığına İstanbul Başsavcı Vekili İrfan Fidan atandı
  • Berat Albayrak: Bu yapının sızmadığı kurum yok
1/20
    Tüm Hakları Saklıdır © 2008 Gölbaşı Taraf | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0312 484 23 84 0541 200 20 19 0533 966 12 89 | Faks : 485 04 53 | Haber Yazılımı: CM Bilişim