NEDEN KAYGILANIYORUM?

Eğitim ve öğretim sistemimizin karşılaştığı en büyük problemlerin başında sınavlara ve geleceğe yönelik kaygılar gelir. Bu kaygı aslında eğitim sisteminin eleştirilmesinde, sınav sistemlerinin kaldırılmasının istenmesinde çok büyük rol oynar.
‘’Acaba sistemler gerçekten kaygılanmayı gerektiren bir yapıda mı? Yoksa bizler mi bu kaygıyı yaratıyoruz ? ‘’ aslında bu soruların cevabı insan olmanın özünde yatıyor.
İnsanoğlu, yeryüzünde algılama ve düşünme sürecini işleten en karmaşık organizmadır. Bizler dünyayı fiziksel ve bilişsel olarak algılar, algılarımızla oluşan bilgileri süzgeçten geçirerek davranışlarımızı sergileriz. Burnumuza gelen hoş bir koku, kulağımıza söylenen sert bir söz, lezzetli ve güzel görünümlü bir pasta bütün davranış ve duygularımıza şekillendirir.
Dolayısıyla bütün duygu ve davranışlarımız ; algılarımızın biçimi,içeriği ve niteliğine göre şekil alır.Bize gelen uyarıcılar ne kadar güzel olursa hayatı o kadar güzel yorumlarız eğer uyarıcılar kötü olursa hayatı da o kadar kötü yorumlar ve kaygılara,sıkıntılara düşeriz.
Bir sinema filminde evrensel ahlak yasalarına göre yanlış olan bazı durumlar çok sempatik hale gelebiliyor. Örneğin bir hırsızlık çetesi kahramanlar çetesi gibi anlatılırken,bir bebekte canavar gibi gösterilebiliyor. Dolayısıyla olayları ve hayatı yorumlama biçimimiz duygularımızın şekillenmesine yol açıyor.
Olayları ve hayatı yorumlama sürecini eğitim sistemimize ve öğrenci dünyasına yönelttiğimizde ortaya büyük bir sorun çıkıyor:
SINAV VE GELECEK KAYGISI
PEKİ NEDEN AŞIRI KAYGILANIYORUZ?
Gün içerisinde sınavlar ve gelecek konu olunca bize gelen bazı yanlış uyarıcıları şöyle sıralayabiliriz:
● Yazılı ve görsel medyanın yanıltıcı, korkutan haber ve yorumları
● Sanatsal çalışmaların (sinema-müzik) tehlikeli mesajlar vermesi
● Ailelerin kontrolsüz beklentileri
● Eğitim ve sınav sistemlerini hakim olmayan kesimlerin yorum ve rehberliği
● Bilinçsiz eğitimci ve kurumların toplumda yarattığı baskı
● Disiplinsiz ve plansız çalışan öğrencilerin büyük beklenti içine girmesi
● Edinilen kazanımlara göre kariyer planlamasının yapılmaması
AŞIRI KAYGIDAN NASIL KURTULURUZ?
● Eğitim ve sınav sistemine güvenmek
● Sınav sistemlerine akademik ve teknik olarak hakim olmak
● Değişen dünyada artan kariyer olanaklarını takip etmek
● Disiplini her alanda yaşam tarzı haline dönüştürmek
● Planlı ve programlı ders çalışmak
● Kendimize ve eğitim hayatında kazandıklarımıza güvenmek
● Geleceğe hedef koyarak umutla bakmak
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET
Nick adında bir demiryolu isçisinin öyküsü bu. Nick güçlü, sağlıklı bir işçi manevra sahasında çalışıyor. Arkadaşlarıyla ilişkisi iyi ve işini iyi yapan güvenilir bir insan. Ne var ki, kötümser biri, her şeyin kötüsünü bekler ve başına kötü şeyler geleceğinden korkar.
Bir yaz günü, tren isçileri, ustabaşının doğum günü nedeniyle bir saat önceden serbest bırakılırlar. Tamir için gelmiş olan ve manevra alanında bulunan bir soğutucu vagonun içine giren Nick, yanlışlıkla içerden kapıyı kapatır, kendini soğutucu vagona kilitler. Diğer işçiler Nick’in kendilerinden önce çıktığını düşünürler. Nick kapıyı tekmeler, bağırır, ama kimse duymaz, duyanlar da bu tür seslerin sürekli geldiği bir ortamda olduğu için pek kulak vermezler. Nick burada donarak öleceğinde korkmaya başlar. Eğer buradan çıkmazsam, burada kaskatı donacağım, diye düşünmeye başlar. İçerde yarısı yırtılmış bir karton kutunun içine girer. Titremeye başar. Eline geçirdiği bir kağıda karısına ve ailesine son düşündüklerini yazar: Çok soğuk, bedenim hissizleşmeye başladı. Bir uyuyabilsem! Bunlar benim son sözlerim olabilir?
Ertesi günü soğutucu vagonun kapısını açan işiler, Nick’in donmuş bedenini bulurlar. Üzerinde yapılan otopsi, onun donarak öldüğünü göstermektedir. Fakat bu olayı olağanüstü yapan, soğutucu vagonun soğutma motorunun bozuk ve çalışmıyor olmasıydı. Vagonun içindeki ısı 18 C idi, ve vagonda bol hava vardı.
KAYGIYA DAİR SON SÖZ…
“ Tüm duygu ve davranışlar gibi kaygıda insanların sağlıklı ve dengeli hayat sürmesi için vazgeçilmezdir. Kaygı sayesinde dikkat yoğunluğu artar, hata yapma olasılığı düşer, gelebilecek sorunlara karşı önlem alınır ve en önemlisi disiplinli bir hayatın temellerini atılır. Her duygu ve davranışın fazlası gibi kaygının da fazlası zararlıdır. Aşırı kaygıdan kurtulmak için kaygılandığınız alanlara yönelik bilgilenmeli ve belirsizlik ortamından kurtulmalıyız.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.




Tel : 0312 484 23 84 0541 200 20 19 0533 966 12 89 | Faks : 485 04 53 | Haber Yazılımı: CM Bilişim